Geçenlerde Atatürk Hava Limanı sonrası, TEM üzerinden eve doğru ilerliyorum. Klasik İstanbul, bağlantı yollarında trafik sıkışıklığı had saffada. Bu sırada yolun sağında gözüme bir reklam panosu takıldı. İnternette bulurum diyerek, fotoğrafını çekmedim, internette de bulamadım, tasvir edeyim sizlere... Panonun sağ tarafında gazete kağıdına sarılmış bir şişe, sol tarafta ise Vakit gazetesi. Gazete kağıdına sarılmış şişenin altında "bazı gazeteler kullanılır" yazarken, Vakit gazetesinin altında "bazı gazeteler okunur" cümlesi yer alıyordu. Düşünsel ırkçılığın ve nefretin bu kadar yoğun olduğu bir başka reklam hatırlamıyorum. Adam diyor ki; diğer gazeteleri okuyanlar alkolik günahkarlardır, bizim gazetemizi ise harama el uzatmayanlar okur. Peki yarın öbür gün, bir şişe rakıyı Vakit gazetesi ile sarıp, gazetenin genel merkezine gidersem, güzel bir mesaj mı veririm yoksa bir araba sopa mı yerim? Noel ile yılbaşı ayrımını yapamayacak kadar bağnaz, yılbaşını kutlarken doğalgazdan zehirlenip, hayatını kaybedenler için grup seks yapıyorlardı diyecek kadar sapkın, başyazarı küçük çocukları taciz eden bir gazeteden bahsediyorsak, sanırım faili meçhule kurban gidebilirim, vazgeçtim...
Diğerleri çok farklı demiyorum. Madalyonun öteki yüzündeki gazeteler çok mu farklı? Türkiye'de gazetecilik yapılıyor mu? En son ne zaman heyecanla bir yazı dizisi okuduk gazetelerde? Kendini tekrar etmeden her türlü ortamda yanlışları anlatan, insanın içinde biraz olsun heyecan uyandıran kaç köşe yazarı kaldı? Toplumsal kültürü yaymak, desteklemek ve geliştirmek amacı ile yayın yapan bir gazete söyleyin bana, beni cam fanusumdan çıkarsın, bana bilmediklerimi anlatsın. Sosyal paylaşım sitelerindeki kulaktan dolma bilgileri, Google'daki Vikipedi'deki atmasyon haberleri gerçekmiş gibi anlatmasın.
Dostlar bilir, ben gazeteyi en ince ayrıntısına kadar okumayı severim. Eskiden bir gazete yetmezdi, bir ikincisini okurduk, bulmaca eklerini en dandik kelime oyunlarına kadar çözerdik. Bugün bütün gazeteler manşetinden, sür manşetine kadar aynı, bir halka böyle bir saygısızlık yapılabilir mi?
Aslında dediğim üzere hiçbirinin arasında fark yok, kimi din tüccarlığı ile rant, kimi siyasi yalakalık ile güç peşinde, kimi tabloid tandanslı boş haber ile ticaret peşinde. Basının gücü ile güçlerin basını arasında farkı hiçbir zaman göremeyeceğiz sanırım...
1 yorum:
çılgın gibi arıyorum reklamı şu an
Yorum Gönder